daha iyi

Turkish-English Translation

  1. better
  2. all the better
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

...'den çok daha iyi
streets ahead of ... Adjective
gittikçe daha iyi
better and better
daha iyi bilmek
to know better Verb
daha iyi bir duruma getirmek
to better Verb
daha iyi bir fiyatı beklemek yerine
hit bid
daha iyi bir göreve terfi etmek
to rise to a better position Verb
daha iyi bir konuma geçmek
to move on to higher things Verb
daha iyi bir konuma geçmek
to move up in the world Verb
daha iyi bir mevki ie terfi etmek
to be promoted to a better position Verb
daha iyi bir mevkie terfi etmek
to be promoted to a better position Verb
daha iyi bir şey
better
daha iyi bir yere geçmek
to move on to higher things Verb
daha iyi bir yere gelmek
to move up in the world Verb
daha iyi bir yere gelmek
to better yourself Verb
daha iyi duruma getirmek
to polish up Verb
daha iyi durumda
better off
daha iyi durumda olma
better-off
daha iyi düşününce
on second thoughts
daha iyi fiyat teklifi beklemek
to hold out for higher price Verb
daha iyi günler
better days Noun
daha iyi günler görmüş olmak
to have come down in the world Verb
daha iyi güvenlik önlemi için protesto
protest for better security
daha iyi güvenlik tedbiri için protesto
protest for better security
daha iyi kalite mal
improved goods
daha iyi konuşarak üstün gelmek
to outtalk Verb
daha iyi mal çeşidi
better description
daha iyi olabilir
improvable
Daha iyi olabilir.
It leaves something to be desired.
daha iyi olmak
to stand out Verb
daha iyi olmak
to better Verb
daha iyi olmak
to beat Verb
daha iyi şartlar klozu
better condition clause
daha iyi tanımak için ilave işaret
countermark
daha iyi uyum için
for better rapport
daha iyi ya
so much the better
daha iyi yöntemlerle üretimi artırmak
to increase production with better methods Verb
(anten) daha iyi almak
to make for better reception Verb
...'den daha iyi performans göstermek
to outperform ... Verb
başkasından daha iyi yapmak
to outstrip Verb
bir mahpusu daha iyi gözetimde tutmak
to keep a better watch over a prisoner Verb
bir şeyi daha iyi yapayım derken beter etmek
to improve away Verb
Biraz daha iyi misin?
Feel better now?
birinden daha iyi olmak
to leave someone in the dust Verb
birinden daha iyi olmak
to leave someone standing Verb
birinden daha iyi ya da uzun konuşmak
to outtalk Verb
birinin kendini daha iyi hissetmesini sağlamak
to pick someone up Verb
birşeyi daha iyi duruma getirmek
to improve on something Verb
birşeyi daha iyi duruma getirmek
to improve upon something Verb
birşeyi daha iyi hale getirmek
to improve on something Verb
birşeyi daha iyi hale getirmek
to improve upon something Verb
birşeyi daha iyi kullanmak
to use something to better advantage Verb
birşeyi yapmaktan daha iyi olmak
to beat doing something Verb
çok daha iyi yöntem
a trick worth two of it
görünüşünü, işleyişini, vb daha iyi duruma getirme
face lift
hukuki bakımdan daha iyi durumda olmak
to have firmer legal ground Verb
kendini çok daha iyi hissetmek
to feel heaps better Verb
mali bakımdan daha iyi bir durumda olmak
to be better fixed financially Verb
mali bakımdan daha iyi durumda olmak
to be better fixed financially Verb
olayları daha iyi incelemek
to investigate the facts more thoroughly Verb
olayları daha iyi incelemek
to investigate the facts more throughly Verb
parasını daha iyi idare etmek
to manage one's money more effectively Verb
sözü edilmemesi daha iyi olmak
to be better left unsaid Verb
tedarikçi firmalardan daha iyi kaliteli mal isteme
buy grid
ya da tüm gezide daha iyi bir hizmet sınıfına geçilmek
to upgrade Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database